SON DAKİKA

Jokerhaber

Helikobakter enfeksiyonu kansere yol açabiliyor

Helikobakter enfeksiyonunda şişkinlik, çok az yemekle doyma hissi, iştahsızlık, üst karın bölgesinde ağrı hissi, bulantı gibi şikayetlerden bir veya birkaçı görülebiliyor

Helikobakter enfeksiyonu kansere yol açabiliyor
Bu haber 22 Ağustos 2016 - 10:26 'de eklendi ve 114 views kez görüntülendi.

Uzmanlar, dünya nüfusunun yarısını tehdit eden ve gastrit, ülser, sindirim güçlüğü gibi tedavisi uzun süren rahatsızlıklara sebep olan helikobakter enfeksiyonunun, seyrek de olsa kansere yol açabileceğini söyledi.

YAYILMASI ÇOK KOLAY

Yapılan araştırmaya göre dünya nüfusunun yarısından fazlasında helikobakter pilori bulunduğunu belirten uzmanlar, bu enfeksiyonunu gelişmekte olan ülkelerde ise daha sık görüldüğünü söyledi. Helikobakter pilorinin yayılması çok kolay bir bakteri olduğunu belirten Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Celalettin Çetin, “Helikobakter pilori, genellikle midede bulunan ve orada kronik iltihaba (inflamasyon) sebebiyet veren bir bakterinin adıdır. Mide ve on iki parmak bağırsağı iç yüzündeki koruyucu mukus tabaka içine yerleşip hem mide asidinin artmasına, hem de salgıladığı maddelerle mide iç yüzeyini döşeyen mukoza tabakasının zarar görmesine sebep olur” dedi.

Helikobakter pilori ile enfekte olan insanların yüzde 80’den fazlasında da herhangi bir şikayet olmadığına dikkat çeken Dr. Celalettin Çetin, şöyle devam etti: “Helikobakter enfeksiyonunda şişkinlik, çok az yemekle doyma hissi, iştahsızlık, üst karın bölgesinde ağrı hissi, bulantı gibi şikayetlerden bir veya birkaçı görülebilir. Helikobakter enfeksiyonu, başta gastrit, peptik ülser, sindirim güçlüğü (dispepsi) olmak üzere tedavisiz geçen, uzun zaman sonra nadiren de olsa mide lenfoması ve kanserine yol açabilmektedir.”

YİYECEKLERİN İYİCE TEMİZLENMİŞ OLMASINA DİKKAT EDİN!

Dr. Celalettin Çetin, temizlenmemiş yiyecekler, kirli su içilmesi, tükürük, kusmuk ve dışkı ile doğrudan temas kurulması halinde helikobakter pilorinin bulaştığının düşünüldüğünü, ancak tam olarak nasıl bulaştığının bilinmediğini söyledi. Çeşitli testlerle teşhis koyulabileceğini söyleyen Dr. Çetin, “Tedavinin temelini, mide asit salgısını baskılayan bir ilaç ve en az iki çeşit antibiyotiğin birlikte 7 veya 14 gün süreyle kullanılması oluşturur. Bakteri antibiyotiklere hassastır, pH aralığı 6-8 arasında olduğundan, tedavi sırasında mide asit salgısının baskılanması gerekir. Tedavi uygulanan hastaların yaklaşık yarısında ilaçlara bağlı yan etkiler görülmektedir. Ancak yan etkiler genellikle hafiftir. Helikobakterin yok edilemediği durumlarda hastalarda değişik tedavi kürleri uygulanmalıdır” diye konuştu.

HABERTÜRK

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA