Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail askerlerince düzenlenen ve 9 kişinin öldüğü 56 kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin davada mahkeme heyeti, Türkiye ile İsrail arasında imzalanan anlaşmanın yürürlüğe girip girmediğinin araştırılmasına karar verdi. Dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi’nin de aralarında bulunduğu 4 sanığın yargılandığı davada sanık avukatları ise anlaşma yürürlüğe girdiyse davanın düşmesi gerektiğini savundular. Saldırıda ölenlerden Çetin Topçuoğlu’nun yakınlarıise “Şehit aileleri olarak lütuf tazminatı değil ceza tazminatı istiyoruz. Davalarımızın devam etmesini istiyoruz” dedi.

İstanbul 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya haklarında tutuklama kararı bulunan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen dönemin İsrail Genel Kurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin, Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi katılmadı. Sanıkları İstanbul Barosunca atanan avukatlar temsil etti.

İSRAİL GÖRÜNTÜLERİ KARARTTI

Duruşmaya katılan İHH İnsanı Haklar Yardım Vakfı Başkan yardımcısı Durmuş Aydın şikayetçi olduğunu belirtti ve davaya katılmak istedi. Aydın, gemide 40’dan fazla kameranın bulunduğunu ve yaşanan her şeyin kameralar tarafından kayıt altına alındığını belirterek, “İsrail bu görüntüleri kararttı. Orada nasıl bir katliam yapıldığına bizzat şahit olduk” dedi.

GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADI

Mavi Marmara’ya yapılan saldırı da hayatını kaybeden Çetin Topçuoğlu’nun oğlu Aytek Topçuoğlu, anne ve babasının gemiye birlikte bindiklerini belirterek, “Canlı yayından saldırıyı izlediğim esnada annemle babamı gördüm, bana el salladılar. Babamın tek suçu insanlık mı? Babam vefatından sonra evlendim. Çocuğum oldu. Ama babam bunların hiçbirini göremedi” dedi.

İfade esnasında gözyaşlarına hakim olamayan Aytek Topçuoğlu, “Bu yaşadıklarımın en yakın örneklerini 15 Temmuz’da görebilirsiniz. Mavi Marmara’da ne yaşandıysa 15 Temmuz’da da o yaşandı” ifadelerini kullandı.

LÜTUF TAZMİNATI İSTEMİYORUZ

Çiğdem Topçuoğlu da duruşmada söz alarak, davanın devam etmesini istediğini belirtti. Çiğdem Toğçuoğlu, “Filistin davası bir erzak davası değildir. Biz 10 şehidi boşuna mı verdik. Bize diyorlar ki alın bu parayı susun. Bizler şehit aileleri olarak lütuf tazminatı değil ceza tazminatı istiyoruz. Davalarımızın devam etmesini istiyoruz. Takipçisiyiz” dedi.

SAVCI ARAŞTIRILMASINI İSTEDİ

Duruşma savcısı Ali Kaya, Türkiye ile İsrail arasında anlaşma yapıldığını belirterek bu anlaşma metnindeki şartların yerine getirilip getirilmediğinin Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nden sorulmasını istedi.

TÜRGEV’in sunucuları hacklendi!

Sanık avukatları iki devlet arasında yapılan anlaşmanın şartlarından birinin de yargılaması devam eden dava olduğunu belirterek anlaşmanın yürürlüğe girmesi halinde davanın düşürülmesi gerektiğini söylediler.

TALEBE TEPKİ GÖSTERDİLER

Müşteki avukatları ise savcının talebine tepki göstererek, iki devlet arasında yapılan ve kanun hükmünde sayılan bir anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile davanın ortadan kalkıp kalkmayacağının tartışılması gerektiğini belirttiler.

MAHKEME ARAŞTIRACAK

Ara kararını açıklayan mahkeme, Türkiye ile İsrail arasında imzalanan 28 Haziran 2016 tarihli anlaşmanın 6’ıncı maddesinde yürürlüğe girme şartları belirtildiğinden, yürürlüğe girip girmediği, yürürlüğe girmiş ise girme tarihinin mahkeme tarafından araştırılmasına karar verdi. Mahkeme, duruşma arasında yapılacak araştırmalar ile sonuca ulaşılamaması halinde ise anlaşmanın yürürlüğe girip girmediği hususunun ilgili yerlerden sorulmasına hükmederek duruşmayı 19 Ekim 2016 tarihine erteledi.

20 MİLYONLUK TAZMİNAT

Mavi Marmara saldırısının ardından Türkiye ile İsrail arasında uzun süre temas kurulmamış, ilişkiler bozulmuştu. Geçtiğimiz ay ikili temaslar başlamış, Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı TBMM’de kabul edilmişti. Anlaşmaya göre İsrail’in, Mavi Marmara olayı sırasında yakınlarını kaybeden ailelere tazminat olarak, Türkiye tarafından açılacak bir hesaba 20 milyon dolar ödeme yapacağı belirtilmişti.

HABERTÜRK